BASINA VE KAMUOYUNA
10.10.2015 tarihinde Ankara’da düzenlenen EMEK,BARIŞ VE DEMOKRASİ MİTİNGİ’nin henüz başlangıcında patlatılmış olan bombalar ve yaşanan katliam biz bölge boralarını, bölgede çalışan tüm hukukçuları ve tüm duyarlı çevreleri derin bir üzüntüye boğmuştur. Biz yanı başında ölümün, savaşın, çatışmanın,patlayan bombaların ve silahların ne büyük acılar yaşattığını en iyi bilen ve bunu nerdeyse her gün yaşayan bölgenin insanlarıyız. Ankara da patlatılan bombalar o meydanda barışı haykıracak resmi açıklamaya göre 97 resmi olmayan kaynaklara göre 120 pırıl pırıl insanımızın ölümüne ve 65’i ağır 240’ın üzerinde insanımızın da yaralanmasına neden olmuştur. Günbegün ölü sayısı artmakta ve acımızda büyümektedir. Acımız büyük,kaybımız büyük ancak unutulmamalıdır ki bu bombalar sadece bizim acılarımızı büyütmüyor. Bu bombalar toplumun birlikte ve barış içerisinde yaşama iradesine de büyük darbe vuruyor.
Günler öncesinden Ankara’da bu miting için gerekli izinler alınmış ve böyle bir mitingin yapılacağı kamuoyuyla paylaşılmıştı.Bu mitingin yapılacağı gün belli olduğu halde gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığı hatta ve hatta güvenlik önleminin yok denecek kadar az olduğu ortaya çıkmıştır. Bunca ölüme ve böylesi bir katliama neden olan bu vahim olayda bile atanmış içişleri bakanın çıkıp “her tür güvenliği aldık güvenlik zafiyeti yoktur.” demesi yanındaki atanmış adalet bakanın bu büyük acıya rağmen kameralar karşısında gülerek pozlar vermesi kabul edilebilir bir durum değildir. Bu ülkenin başkentinde bile insanlar güvenlikli bir şekilde toplanamayacaklarsa, bundan sorumlu olanların o koltuklarda varlığının bir gerekçesi olamaz. Bu olayda ihmali olan, sorumluluklarını yerine getirmeyen her kim ise açığa çıkarılmalı ve sorumluğunu yerine getirmeyenler derhal istifa etmeli veya görevden alınmalıdır.
Şu çok iyi bilinmelidir ki daha önce yaşanan katliamlarda ihmali olanlar, sorumluları ve arka planında bulunanlar açığa çıkarılmış olsa ve gerekli yargılamalar yapılmış olsaydı. Böylesi katliamlar bu rahatlıkta gerçekleştirilemeyecek ve belki de önlenebilecekti.
Roboski Katliamında kimse sorumlu bulunmadı, halen bu katliamı gerçekleştirenler, emrini verenler bulundukları sorumluluk mevkilerinde duruyor ve hatta terfi ediyorlar. Diyarbakır’daki HDP mitinginde yaşanan katliamı gerçekleştirenler yakalanmadığı gibi öncesinde bunu önleyebilecek imkanları olanlar ve bu katliamda ihmalleri olanlarla ilgili bir yargılama ve idari işlem sonucunda görevden alma gerçekleşmiş değil. Suruç’ta o güzel ve yürekli insanları patlatanlar ve barışımızı da ortan kaldıranlarla ilgili ihmali olan sorumluluğu olan kimse bulunmadı. Reyhanlı ve Niğde Saldırılarının failleri ve destekçileri bulunmadı. Belki bu katliamlar gereği gibi soruşturulsa arkasındaki güçler sorgulanmasa bir sonrasında yaşanan katliamlar yaşanmayacaktı.
Suruç katliamından ve daha sonra yaşanan Ceylanpınar vakasının arkasında kimlerin olduğu soruşturulmadan yeniden savaş kararı alınmış olması ve kentlerimizde uzun süren sokağa çıkma yasakları ve yaşatılan sivil ölümlerinin de henüz bir sorumlusu yok ortada.
Bu ülkeyi yöneten sorumluluk mevkilerindeki insanlar kentlerimize yaşatılan bunca zulmü görmezden geliyor ve yaşatılan bunca sivil ölümü yok sayıyor ancak sivil ölümler ortaya çıktığı ve ölenlerin sivil olduğu anlaşıldığı halde kendilerinde hiçbir sorumluluk ve suçluluk hissetmiyor, bu ölümlerin sorumluları, ölümlerde ihmalleri olanlarla ilgili bir süreç başlatılmıyor. Bunca insan hakkı ihlaline rağmen bir tek kişi görevden alınmıyor.
Şırnak’ta insanlık yerlerde süründürülüyor, Haci Lokman Birlik 2 uzak atış ile vurulduktan sonra yaralı bir şekilde yakalanabilecekken, 26 adet yakın atış yapılarak katlediliyor ve bu da yetmiyor cesedi karakolun önüne getirildikten sonra boynuna ip geçirilerek araca bağlanıp yerlerde süründürülüyor ve olmadık hakaretler ediliyor ancak bunun da bir sorumlusu bununda bir faili yok ortada.
Bu katliamların sorumluları ve katliamları gerçekleştirenler gerektiği şekilde soruşturulmadığından en son Ankara’da bu ülkenin orta yerinde, bu ülkenin başkentinde böylesi bir katliam yaşanmıştır. Ayrıca PKK’nin eylemsizlik kararı alacağını deklare etmiş olması ve fiili bir çatışmasızlığın ortaya çıkacağı ihtimali doğmuşken bu katliamın gerçekleştirilmiş olması birilerinin bu ülkede savaşı istediğinin de açık göstergesidir.
Biz bölge baroları ve bölgenin hukukçuları olarak bu katliamları yapanların, arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması ve bu olayların aydınlatılması için gerekli soruşturma ve kovuşturmaların yapılması ve sorumluların yargılanması için takipte olacağız. Bu katliamlarda ihmali olan ve görevlerini gereği gibi yerine getirmeyen tüm kamu görevlilerinin ve sorumluluk mevkiinde bulunan yönetenlerin de yargılanması için gerekli tüm girişimleri yapacağız ve bunun takipçisi olacağız.
Bu vesile ile Ankara’daki EMEK,BARIŞ VE DEMOKRASİ MİTİNGİ’nde, bu ülkenin aydınlık yüzlerine, emekçilerine, demokratlarına,barış sevdalılarına yaşatılan katliamı lanetliyor, ölenlere Allahtan rahmet diliyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz.Barışa hizmet edenlerin, barışta diretenlerin ve tüm toplumumuzun başı sağ olsun, bu son ölümlerimiz olsun.
Bir kez daha tüm taraflara buradan sesleniyoruz biz savaşı, çatışmayı,ölümü ve kıyımı en yakınında yaşayanlar olarak, savaşılarak artık bu toplumun sorunlarının çözülemeyeceğini, ölümlerin, kıyımların, böylesi büyük acıların sorunun çözümüne katkı sunmayacağının tecrübe edildiğini, çözümün müzakere ve diyalogda olduğunun ve çözüm masasına tarafların tekrardan oturması gerektiğinin bilinmesini istiyoruz. Saygılarımızla. 12.10.2015
BASIN AÇIKLAMASINA İMZA ATAN DOĞU VE GÜNEYDOĞU BÖLGE BAROLARI
1- ŞIRNAK BAROSU
DOĞU VE GÜNEYDOĞU BÖLGE BAROLARI DÖNEM SÖZCÜSÜ
2- ADIYAMAN BAROSU
3- AĞRI
4- BATMAN
5- BİNGÖL
6- BİTLİS
7- DİYARBAKIR
8- HAKKARİ
9- MARDİN
10- MUŞ
11- SİİRT
12- ŞANLIURFA
13- TUNCELİ
14- VAN