Dün vicdan sahibi bütün insanları derinden yaralayan menfur bir saldırı gerçekleşti. Tamamen insani duygularla hareket edip sınıra gelen ve Kobani’nin yeniden inşası için dayanışma sergileyen öğrenciler hedef seçildi. Hiçbir mantık ve gerekçe ile açıklanamayacak olan bu alçak saldırıda 32 kişi katledildi, çoğu ağır olmak üzere 104 kişi de yaralandı.
Bir plan dâhilinde gerçekleştirilen bu saldırının, doğrudan Kürtlerin Rojava’daki kazanımlarını hedef aldığına kuşku yoktur. Bilindiği üzere Ortadoğu’yu adeta kan gölüne çeviren DAİŞ terör örgütüne karşı direnebilen tek güç Kürtlerin Rojava’daki örgütlü gücüdür. Önce Kobani kuşatmasında ağır darbe alarak çekilmek zorunda kalan DAİŞ, ardından da Gırê Sipî’den uzaklaştırıldı. Bu yenilgiyi hazmedemeyen insanlık düşmanı örgüt önce Kobani’de sivillere karşı gerçekleştirdiği katliamla, ardından da sivil aktivistlere karşı gerçekleştirdiği bu son katliamla kendince intikam almaya çalıştı. Ancak ne olursa olsun bu halk katliamlara boyun eğmeyecek, özgürlük yolundan vazgeçmeyecektir.
Özellikle başta Adıyaman olmak üzere, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis ve Hatay olmak üzere pek çok ilde bu örgüte ait hücre evlerinin bulunduğu, örgütün yaygın propaganda çalışmaları ile pek çok taraftar topladığı ve bu örgüte katılımların olduğu bilinmektedir. Öğrenci evlerine, siyasetçilere ve hatta basın mensuplarına dönük pek çok baskın gerçekleştirilirken, bütün uyarı ve çağrılarımıza rağmen emniyet birimlerinin bu teröristlere ve hücre evlerine karşı gerçekleştirdiği bir operasyonuna şahit olmadık.
Dünyanın herhangi bir yerinde halkın desteğini alan hareketler bütün dünya tarafından ve hatta Türkiye tarafından alkışlanırken, Rojava’da yediden yetmişe bütün bir halkın omuzlarında yükselen özgürlük hareketi, siyasal iktidar ve onun yandaş medyası tarafından boğulmak istenmektedir. Daha yakın zamana kadar DAİŞ’in sınır hattında meydana getirdiği oluşum, hükümette hiçbir rahatsızlık yaratmamışken, bu alanın Kürtlerin eline geçmesi ile birlikte siyasal iktidarda ve havuz medyasında hazımsızlık meydana getirdi. Ve hatta sırf Kürtlerin kazandığı alanlar birbirine bağlanmasın diye bir tampon bölge oluşturulması dahi gündeme getirildi. Neyse ki gerek yerel, gerekse de dünya kamuoyundan gelen tepkiler üzerine bu ırkçı düşünce şimdilik hayata geçirilemedi.
Biz bölge baroları olarak bu saldırıyı, destekleyen zihniyeti şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Saldırının her yönü ile bir an önce aydınlatılmasını istiyoruz. Basına ve kamuoyuna duyurulur.
ADIYAMAN BAROSU AĞRI BAROSU BATMAN BAROSU
BİNGÖL BAROSU BİTLİS BAROSU DİYARBAKIR BAROSU
HAKKÂRİ BAROSU IĞDIR BAROSU KARS BAROSU
MARDİN BAROSU MUŞ BAROSU SİİRT BAROSU
ŞANLIURFA BAROSU ŞIRNAK BAROSU DERSİM BAROSU
VAN BAROSU